25 Şubat 2010 Perşembe

Bu Oyunu Beğenemeyecek Kadar Ayık

Merhabalar Ziyayretçiler,


Hani 2009 günlükleri hazırlayacağım kendi çapımda, azıcık Mr.Pumpkin’den fikir çalacağım diyordum ya, dün yaşadığım bir enden sonra önce bir 2010 kritiği yapmam geektiğine karar kıldım. Hani “kötü oyun” vardır, bir de “hayatımda izlediğim en kötü oyun" vardır ya; burada sorgulanan bunlar.

Biraz öncesine geçelim şimdi,

Dün biyolojik saatim bozulduğu için Kimya 112 adlı dersimi kaçırmış oldum, birden bire elimde bir boş oluverdi. Değerlendirmek lazım tabii, bende oturdum “Murder, She Wrote”’u izledikten sonra kimya çalıştım. Çatı’ya giremiyordum çünkü garipleşti, bir süre yeni kayıt gönderemedim. Sonra Mr.Pumpkin ile uzun bir süre mesajlaştık, ben de günü bir şekilde yaşanılır hale getirdim. Nine’ın müziklerini indirdim, bundan daha sonra bahsedeceğim.

Oyun için vakit yaklaştığında ise Taksim’e doğru yola koyuldum. yolda liseden beri pek az rast geldiğim eski bir arkadaşla karşılaştık, ayaküstü bir sohbetin ardından ayrıldım.

Oyun Rengahenk’deydi, orada benden önce gelmiş olan Bran, Nudd, C-3PO ve Palpatine ile karşılaştım. Tiyatro Boyalı Kuş’un evvelden sadece bir kere oyununu izlemiştim, okuma tiyatrosuydu ve açıkçası hoşuma gitmişti lakin dün gece olaylar pek öyle gelişmedi. Baştan ikram ettikleri punch ile biraz gönlümü çeldiler=)[yüzsüzlük benim bu yaptığım] ama sonra beklediğimiz dar alan fazla sıcak oldu; bunlar sorun değil zaten oyun burada başladı ve iki genç adam içeri girdiler. Kimse kızmasın, paçalarından narsistlik akıyordu; hele birinin sadece röpdeşambırı eksikti elinde şampanya kadehi bile vardı; klasik Kayhan Yıldızoğlu kötü karakteri!

Metin tek kelimeyle bayıcı, 1 Mayıs sloganlarıyla doluydu sanki ya da Siyaset Meydanı havasındaydı. Sözde iki erkek karakter arasındaki aşk ve tutku ortaya konuyordu ama öpüşmelerin bayağılığı bana daha çok duygusuz bir porno izlediğim hissini verdi. Çok mu sert oluyorum bilemeyeceğim ama verdiğim para içime oturmuş durumda; 15 TL ne demek yahu? Hem de bu oyuna… Oyundan erken de çıkamıyorsunuz çünkü çıkmanız için oyuncuları ittirip çıkmanız gerekiyor; bildiğiniz, kendi dar ve narsist bakışlarına bizi maruz bıraktılar. Kötüydü yani, hem de nasıl! Seni Seviyorum diyecek Kadar Sarhoş adlı oyuna gitmenizi tavsiye etmiyorum, cebinizde size fazla gelen bir 15 TL’ye sahipseniz veya kötü oyunculuk örneği ihtiyacınız varsa durmayın gidin ama ben bir süre Tiyatro Boyalı Kuş’un oyunlarına gitmeye cesaret edemeyeceğim. "Oyunu Beğenecek Kadar Sarhoş" değildim herhalde... Ha, bu arada oyunu sevmememin homofobiyle bir alakası olmadığını düşünüyorum zira bir şekilde onların yaptıkları homofobikti. "Bakın biz utanmıyoruz öpebiliyoruz birbirimizi, aştık bunları biz" demek istiyorlardı kısaca. Anam, tabiri caizse iki “pure evil” erkek karakter var ve bunların etrafında sürekli aynı replikler dönüyor. Bayağılıkta bayağılık yani, türk filmini geçmiyor hiçbir şey… Sanatsal bir değerlendirme yapma derdinde değilim Ziyaretçiler, amacım uyarmak biz yandık size tavsiye etmem .

Oyundan sonra herkes şok içinde kendini dışarı attı, bu seferde bizi güldüren bir olay Bran’ın başına geldi. Fotoğraf makineli üç kişi, kafasında Nudd’un Şapkası varken fotoğrafını çekmeye başladılar; biz önce anlam veremedik . Bran’ın mail adresini aldılar ve gittiler, sorduk “N’oldu yahu?” diye suratını beğendiklerini söylemişler. =) Hadi hayırlısı…

Sonra oyunun gerginliğini atma ihitiyacı içinde kıvranmaya başladık, Befind öne atıldı ve bizi Cihangir’deki merdivenlere götürdü. Bombadil, Melancholy Baby ve ben aç olduğumuzdan yemek alıp arkalarından gittik. Şarabımız kötüydü ama C-3PO'nun sesi ve manzara harikaydı. Uzunca oturduk orada, bir ara sivil polisler koşturdu ve birkaç sarhoş sorun çıkarttı ama kimse zarar görmedi.

Eve döndüğümde ise televizyonda “How I Met Your Mother” ardından da “The Simpsons” vardı, biraz da öyle vakit geçirip sonra yattım.

O oyundan sonra kesinlikle ihtiyaç vardı buna, ayın en kötü oyununa karar vermek zor değil doğrusu ama en iyi mekan konusunda da Befind’ı tebrik etmek gerek.

Hepinize sevgiler Ziyaretçiler(Bu arada 14 olduk Paris de katıldı aramıza)

Kendinize iyi bakın ve Kış’ın son günlerinin tadını çıkartın

Callieach Bheur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Takipçiler =)

Gelenler Gidenler