27 Mayıs 2010 Perşembe

Elo Hi

Selamlar Ziyaretçiler,


Hayat nasıl gidiyor? Bilmiyorum. Buraları ısınmaya başladı ve ben de artık Haziran’a hazırlanmaya başlıyorum. Haziran benim için hep sert geçmiştir, aramız pekiyi değildir. Beni biraz zorluyor galiba, kalp kırıcı bir havası var, gereksiz bir tahammülle onu yüreklendirmeyi tercih etmeyince de işler pisleşiyor. Çirkef biraz galiba…

Neyse daha birkaç gün var Mayıs’ın düşmesine, ben de dün Eurovision 1. Yarı Finaline bakayım dedim ama sıkıldım. Bu çok şaşırtıcı aslında, çünkü bilen bilir ben bir ara Eurovision sapığı idim. Mr.Pumpkin bilir mesela, az mı beni gırtlaklamak istedi? Neyse sanırım pek cazibesi kalmadı artık ancak yine de dünden sonra bir istekle sevdiğim Eurovision şarkılarına baktım. Evet, hala aynı şekilde sevdiklerim ve bulantı ile sevmedikleri var, dahası, muhtemeldir, var olmaya devam edecekler.

Bu aralar bir şeyler bükülmeye başladı. Şöyle anlatabilirim ki uzun süredir kuluçkada kalmış olanlar artık kıpırdanıyor ve kendilerini gösteriyorlar, arsızca. No much nor less… Bu böyle olmaya devam edecek. Bombadil sayesinde oluyor pek çoğu, inkârı hayli gereksiz; o sevimli insan sayesinde şimdi dalgalanmaları daha rahat okuyabiliyorum. Bir de Ronald tabi ki gerektiğinde kolumdan çekip adeta bir Christmas Carol deneyimi yaşattı bana. Kendisi adeta bir Ghost Of Christmas Ever idi. Canımlarım benim.


Ben böyleyim, daha ötesinin görme çabasından uzak değil ama endişesi azalmış bir haldeyim. Bu arada hazır aklıma gelmişken, Eurovision dedik ya bence Almanya ya da Ermenistan’ı birinci olarak görme ihtimalimiz yüksek. Bir de Çatı İnsanları adlı yazı da Samantha’yı yazmayı unutmuşum, kendimi kınıyor ve Samantha’dan özür diliyorum. Son olarak da formspring.me işine ben de merak sardım, bol bol soru sorun bana tamam mı? Hatta sorun, kimse sormadı daha :D:D


Ofra’dan Elo Hi çalıyor, sözlerinin çevirisi mevcut bakmanızı tavsiye ederim. Hatta şarkıyı da indirmelisiniz=)

ken yesh harbei hester panim
v'ahavot she'i efshar
kmo she'anu noladim
el toch el toch hachayim
elo hi
elo hi
kawl han'shama she'natata bi
elo hi
kawl han'shama... mah, mah hi?
elo hi
ten rak ko'ach l'chulam
elo hi
ten rak ko'ach l'olam






Kış Cadısı selam eder,


Hepinizi öpüyorum

Callieach Bheur

22 Mayıs 2010 Cumartesi

-Logaritma-

Ah Abra'cım, Logaritmayı öğrenmek kolaydır=) Taban değiştirmek yetiyor ama herşey için taban değiştirtemiyoruz sanırsam :S : )


15 Mayıs 2010 Cumartesi

Çatı İnsanları


1. Albus


2. Béfind

3. Bombadil

4. Bran

5. C-3PO

6. Caledonia

7. Claire de Lune

8. Cocidius

9. Eostre



















10. Freja

11. Habetrot

12. Kirke = Tilly Toke (Bazı yazılarda kendisinden bu isimle bahsetmişim. Neden bilmiyorum öyle ejderha öldürmüşlüğü yoktur hâlbuki.)

13. Lalaith

14. Lillie

15. Lilium Martagon

16. Manannán mac Lir

17. Melancholy Baby

18. Miss Piggy

19. Mr.Pumpkin = Cityboy (Genellikle böyle tanınır=))













20. Nudd

21. Palpatine

22. Pandispanya












23. Paris

24. Pitheciella

25. Ratatouille

26. Riga

27. Undomiel



Bir de ben varım ama saymaya gerek yok sanırsam, bu kadarla sınırlı değildir elbet (umarım), benim bilmediğim Çatı Kişileri de vardır. Burada sadece bahsi geçenler var.


Sevgilerimle
İyi kalın,
Öpüyorum



Callieach Bheur

14 Mayıs 2010 Cuma

İ.T.Ü.’de Öğrenci Kulüp Faaliyetlerinde İdare Kaynaklı Sıkıntılar

Not:Aşağıdaki yazı Mimemis adlı dergiden alıntıdır; Umarım okunur ve paylaşılır. Hepinizi şimdiden öpüyorum. Calli

"İstanbul Teknik Üniversitesi eğitim alanındaki başarılarının yanında sosyal faaliyetlere verdiği önemle de övünen bir üniversite. Ne yazık ki idare, bu övünmeyi haklı çıkaracak adımları hep geriye doğru atmayı tercih ediyor. Zira idarenin sosyal faaliyetlere yaklaşımı bu tercihte önemli bir rol oynuyor.



İ.T.Ü.’de “sosyal faaliyet” öğrencinin boş zamanını değerlendirmek, dersten başını kaldırdığında eğlenceli bir şeylerle uğraşabilmek amacıyla yaptığı ve öncelik sırası her zaman geri planda olan, hobi türü faaliyet olarak algılanıyor. Bu algının yarattığı en önemli tahribat, öğrenci faaliyetlerine “vazgeçilebilir” etkinlikler gözüyle bakılması oluyor. Dahası öğrencinin gözünden olaylara baktığını düşünen kimi idari yöneticiler, öğrencilerin bu faaliyetleri “geçici” bir süreliğine yaptıklarına, aradan birkaç sene geçtikten sonra öğrencinin mezun olmasıyla kulüp faaliyetinin noktalanacağına inanıyorlar. Bu iki algısal yargının, vazgeçilebilir ve geçici olma özelliğinin, kesiştiği noktada idarenin kulüp etkinliklerini engellemesine kadar varabilen sorunlar ortaya çıkıyor.


İdarenin, “vazgeçilebilir” faaliyet yürüten kulüplerden bazı konuları “idare etmelerini” talep etmesi bu bağlamda anlaşılabilir hale geliyor. Örneğin, İ.T.Ü. Tiyatro Kulübü üyesi üç topluluk, TİMİS, İTÜ Sahnesi ve Taşkışla Sahnesi, her sene şehir dışına çıktığı turneler için okuldan otobüs ayarlanmasını talep eder ve bu şekilde Ege Üniversitesi’nin, ODTÜ’nün, Anadolu Üniversitesi’nin tiyatro şenliklerine katılırdı. Bu sene ise Tiyatro Kulübü’nün turneler için otobüs ayarlanması talebi reddedildi; nedenini ise ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Kabaca açıklamak gerekirse talebin sürekli değişen bürokratik engellere takıldığı söylenebilir. Kısacası Tiyatro Kulübü’nün turne hakkı idare tarafından engellendi ve kulübe bağlı tiyatro toplulukları ortada bırakıldı. Bu noktada önemli bir başka konu ise okuldan nakit bütçe almayan, bu seneye kadar tüm turnelere okulun ayarladığı otobüslerle çıkmış, tamamı öğrencilerden oluşan Tiyatro Kulübü’nün hangi parayla otobüs ayarlayıp da turneye gideceği sorunsalıdır. Okulun bu soruya verebileceğini düşündüğüm yanıt tek kelimeyle şu: Sponsor…


Bilindiği gibi, bu sene İ.T.Ü.’ye yeni bir rektör atandı ve her rektör gibi ilk işi okul idaresinde değişikliklere gitmek oldu. Bu değişikliklerin ve yeni döneme dair öngörülerin aktarıldığı bir genel kurul yapıldı. Bu genel kurulda Savunma Teknolojileri Kulübü’nün birçok sponsorla desteklenen ÜSSİ 2010 etkinliği rektör tarafından bir kulübün gerçekleştirebileceği en başarılı faaliyet olarak takdim edildi. Bu tavır üzerine bir öğrenci tarafından kendi faaliyetlerini sponsorsuz olarak yürütmek isteyen kulüplerin de olabileceği belirtilince rektör, günümüz ekonomik konjonktürüne ayak uyulması gerektiğini açıklayarak “Hangi devirde yaşıyoruz? Böyle fırsatlar varsa bunları kullanmayı bileceksiniz. Uyanık olun biraz.” diye yanıt verdi. Otobüs ayarlanmasına dair yaşanan krizin böyle bir dönemde ortaya çıkması gerçekten de ilginç bir rastlantı, değil mi?


Elbette İ.T.Ü.’de öğrenci faaliyetleri sadece Tiyatro Kulübü’nün yaşadığı sıkıntılardan ibaret değil. Bu yazı kapsamında ele alınamayacak bir sürü sorun sürekli olarak ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu bağlamda öğrenci kulüplerinin bir araya gelerek kulüplerin idare edilmesine dair söz söyleme hakkı talep etmesi acil bir gündem olarak varlığını koruyor."

Öykü Gürpınar ( Mimesis, 13/05/2010)

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Yemenli Bir Kadın


Bir zamanlar , bir kadın varmış ben geç kalmışım onun zamanına, tabi kısmen. Doğunun Madonna'sı derlermiş zamanında ona ki Madonna'dan çok daha iyiymiş yaptığı işler, iki uçak kazası atlatmış lakin 25 Şubat 2000 sabahı onu kaybetmişiz kocaından bulaşan AIDS yüzünden. Takıldım kaldım, bu kadına.

Sekiz tavsiye;

1-Elo Hi (Le Reine Margot Albümünden)
2-Tzur Menti
3-Yerushalayim Shel Zahav
4-Havu Levenim
5-Lechai Dodi

6-Shir Hafrecha
7-Shir Ha Shirim Be Sha Ahsu Im
8-Im Nin'Alu (Özelikle 1978 Versiyonu)


Yani o kadının ölmüş olduğunu öğrenmek, tanımlaması zor bir andı. Hani çocukken aslında Adile Naşit'in ölmüş olduğunu söylemişlerdi ya bize, biz doğmadan önce ölmüş hani. Bunu öğrenmek gibiydi benim için. Aman Allah'ım dedim, bu benim içinde yaşadığım gerçeklik olmasın lütfen. En azından şarkılar var geride. Onları keşfe çıkmak oyalıyor insanı.

Böyle dostlar, belki siz beğenmezsiniz ama umarım ki en azından neden beğendiğimi tahmin edersiniz=)Şu an Amen Lamilim çalmakta, eh ne diyelim, Im nin'alu daltei n'divim Daltei marom lo nin'alu.

Diyeceğim daha bir şey yok sanırım, tabi ki şimdilik=)
Sevgilerimle Efendim,
Kendinize iyi bakın,
Öpücükler

Kış Cadısı selam eder

Callieach Bheur

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Yollar

Sevgiler Ziyaretçiler,




Turneler, vizeler, ödevler derken size yazmaya pek vaktim kalmaz oldu. Evet, kabul ediyorum pek sıkıntılar içindeyim aynı zamanda, tenim yanıyor ve bunalımda gibiyim; tek taraflı bir hissiyatın doğurduğu sıradanlaşmış bir sonuç bu kabul etmek gerek. Lakin apaçık bir durum daha var ki bunları bilmek canımın yanmasına engel olamıyor. Patronusumdan bahsetmişliğim vardı ya size, şimdi Severus ‘un durumuna düştüm. Tam olarak aynı değil lakin; durumların farklılıkları nicedir ancak acısı pek ayrı değil.


Neyse burası zehir akıtma yeri değil, değil mi?


Size turnelerden bahsedeceğim demiştim hatırlıyorum. Şimdiye kadar 3 farklı şenliğe katılma şansım oldu; ODTÜ Tiyatro Şenliği, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Şenliği’10 ve Uludağ Üniversitesi Oyuncuları Tiyatro Şenliği. Geçen haftasonu Bursa’daydık. Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece saat 03.10 civarında İstanbul’a vardık.


İzlediğim Oyunlar;






          A-ODTÜ Tiyatro Şenliği


1- ODTÜ Oyuncuları’ndan Kafkas Tebeşir Dairesi- 22 Nisan 2010/ Perşembe 20.00 (Bertolt Brecht)
2- Oyunbaz’dan Peer Gynt- 23 Nisan 2010/ Cuma 19.30 (Henrik Ibsen)
3- ODTÜ Oyuncuları’ndan Açık Denizde- 24 Nisan 2010/ Cumartesi 14.00 (Slawomir Mrozek)
4- ODTÜ Oyuncuları’ndan Halkın Ekmeği – 24 Nisan 2010/ Cumartesi 19.30 (Bertolt Brecht) {Yarısında çıktım}
5- İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu’ndan Fil Adam- 25 Nisan 2010/ Pazar 20.30






         B- İstanbul Üniversitesi Tiyatro Şenliği’10






1- Seyyar Sahne’den Konuşmadan Geçen Bir Tren Yolculuğu- 4 Mayıs 2010/ Salı 18.00 (Leyla Erbil)






        C- Uludağ Üniversitesi Oyuncuları Tiyatro Şenliği






1- Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’ndan Ayak Bacak Fabrikası – 7 Mayıs 2010/ Cuma 20.00 (Sermet Çağan)
2- Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’ndan Gerçek Müfettiş Hound – 8 Mayıs 2010/ Cumartesi 14.00 (Tom Stoppard) {Yarısında çıkamadım: S:S}
3- Özdüşüm Oyuncuları’ndan Cimri – 8 Mayıs 2010/Cumartesi 18.00 (Moliere)
4- Özdüşüm Oyuncuları’ndan Karol- 8 Mayıs 2010/ Cumartesi 21.00(Slawomir Mrozek)
5- Uludağ Üniversitesi Oyuncuları’ndan Önder- 9 Mayıs 2010/ Pazar 12.30 (Eugéne İonesco)
6- Uludağ Üniversitesi Oyuncuları’ndan Ayak Parmakları- 9 Mayıs 2010/ Pazar (Güngör Dilmen)
7- Uludağ Üniversitesi Oyuncuları’ndan Ne, Nerede? – 9 Mayıs 2010/ Pazar (Samuel Barclay Beckett)
8- Tiyatro Oyun Kutusu’ndan Misery Öldü -9 Mayıs 2010/Pazar 17.00 (Stephen King)






Hepsi hakkında yorumlar yazacağım size, hatta daha fazlası bile olabilir=)
Şimdilik bu kadar yazmak yeterli sanırım, ben şimdilik Pek Sevgili Ofra’nın sesine dönüyorum.


Kendinize iyi bakın Ziyaretçiler,


Temasta kalın, mümkünse=)
Sevgilerimle,

Callieach Bheur

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Ateşli Sabır

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ TİYATRO TOPLULUĞU

“ATEŞLİ SABIR”

!!OYUN ÜCRETSİZDİR!!

4 MAYIS SALI

SAAT 18:30

İTÜ MASLAK KAMPÜSÜ

KSB ODİTORYUM

İTÜ Maslak kampüsüne Taksim-Atatürk Oto Sanyi metro hattındaki İTÜ AYAZAĞA durağında inerek ulaşabilirsiniz.

Herkes gelsin:)))))

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Beltane

Uzun süredir yokum, lakin geleceğim, Lillie aklımdasın ödülünün gereğini yapacağım ama inan pek fırsatım yok:) Paris umarım iyisindir, Mr. Pumpkin kontörüm yok ve Ankara'daydım ondan cevap yazamadım. Ve son olarak Sevgili Claire, canını sıkma akışına bırakmak en iyisidr bazen.

Öpüyorum,
Döneceğim
Şimdilik Hepinize Coşku Dolu Beltane'ler :)
 Artık Yaz Geldi


















Callieach Bheur

Takipçiler =)

Gelenler Gidenler