31 Mart 2012 Cumartesi

Us






Kafamda olan bir şey var, olabildiğim kadar çok şey olacağım. Kimse dünyaya büyümek için gelmedi, bedenimizin veya nefesimizin süresi dolmadan bir iş tutturmak, bir şeyi eylemek için varız, gönderildik vs.


Bırakmaya niyetlenmemeli ama bırakmayı bilmeli...

29 Mart 2012 Perşembe

Maximo Park in TARDIS




Biraz bağladı kendine =)


The God Complex


Doctor, Amy ile yüzleşir;

Seni bundan kurtaramam, bunu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok.


Amy: Ne?

Doctor: Çocukluğunu çaldım ve
şimdi seni ölümün soğuk ellerine sürükledim ama en kötüsü de biliyordum.Bunun olacağını biliyordum. Her zaman olur.

Bana olan inancını unut.
Seni yanıma aldım çünkü kibirliydim, birinin bana hayran olmasını istedim.
Kendine bir bak.
Görkemli Pond!
Benim için bekleyen kız.
Ben bir kahraman değilim; ben gerçekten de, kulübesi
olan çılgın bir adamım.



Birbirimizi gerçek halimizle görmenin zamanı geldi artık.

Amy Williams, beklemeyi bırakmanın zamanı geldi






Duyuru

Eğer özel ders ihtiyacınız varsa (herhangi bir ders için geçerli), size   başarılı üniversite öğrencilerden özel ders ayarlayabilirim. Bu kişilerin öğrenci ve ders yelpazesi geniş olacak, yani bir lisans öğrencisine de ilkokul öğrencisine de neredeyse her konuda ders verebilirler. 
Tercihinizi bu yönden kullanırsanız paraya ihtiyacı olan öğrencilere yardım etmiş olacağınızı da unutmayın. Bizi gerçekten mutlu edersiniz, ücret ise kişisel olarak görüşülecektir.
Bu haberin yayılmasına dahi yardımcı olsanız faydanız tahmin edilemez olur.
cadikarinincatisi@hotmail.com bana ulaşabileceğiniz adres.

Haberlerinizi bekliyorum.



Tfila



Bazen sadece hoşuna gidiverir! :)

Wilkommen



Jessica Lange onun ellerinde cezbedici bir ölüm meleği oldu.

Koreografileri ise...
=)


Bir de fingirdek, çocukluk sevgilim Sally Bowles var, para delisi.







    Auf wiedersehen...
    Es war sehr gut...
    Du kennst nicht wohl...ach, lebe wohl!
    Auf wiedersehen...
    Bye Bye mein herr!


28 Mart 2012 Çarşamba

Fırat'ı Özlemek



Öyle çok karşılaşıyorum ki...

Çok yakınımda olan insanlar oluyor genellikle bunu yapanlar, ne zaman yanlış bir şey söylesem veya yapsam veyahut kendimi komik duruma düşürsem gözlerinde bir huzur, bir rahatlama parıldıyor ama bildiğiniz PARILDIYOR, "lök" diye ortada. Öyle anlarda yani bir hata yaptığımda rahatsız olmam çünkü sık geliyor başıma ve aslında hayatımı daha yaşanılır hale getiriyor bunlar. Nasıl diye sormanıza gerek yok çünkü insana gülmek için bol bol fırsat veriyorlar, uzun uzun gülüyorsunuz. Beni asıl korkutan o parıltı, ne anlama geldiğini bildiğim şeyler beni korkutuyor, bilmediklerim sadece heyecanlandırıyor. O insan neden benim yakınımda? Hatta gelin tüm nezaketi , edebi bir kenara bırakalım da soralım; "Ne boktan bir ilişki, ne boktan bir arkadaşlıktır bu?"

Ne boktan bilinçleriz biz?


Sevgilerimle, 
Callieach Bheur






26 Mart 2012 Pazartesi

Bahara Mazi



Hanım gülümsedi, ayağa kalktı
Donmuş ormana şöyle bir baktı
“Haydi, gel” dedi Ayaz’a
“Bir bakalım şu ormana
Perileri, cinleri çağıralım
Gulyabaniyi uyandıralım
Kâbuslar kahkaha atsın yine
Eğlensin gecesi düşlerin
İnleriyle, kuzgunlarıyla birlikte
Gidip içine, haydi ormana
Çağıralım dostları dansımıza.”
“Huuuhuu, ey gökçek Hanım
Latifliğin dillerde, aşkındır dansım
Ama bırakamam, gitme ne olur
Oralarda artık dostlar yoktur.”




Biraz komik olsa da, eskilerden paylaşayım dedim.


Herkese iyi geceler
Kış Cadısının yarın sunumu var,

Beni özleyin anacım, bol bol yazın.

3 Aralık Cumartesi


Zamanın üzerine hakim olma duygusu... Bu kelimelerden sıkılmış olsam dahi, bu bir yanılsama -mı?-.  Din bilgilerine bakıp üzerine komplo teorilerini bir de komplo teorini incelediğinizde bir rahatsızlık çöküyor üzerinize. Bu yanılsamalar, fazla bunaltıyor insanı. Korkutuculuk çabası da biraz benim doğamdan, inkar edemem; en iyi yine annem biliyor beni. İnsanları ne ile etkilediğimi, neyi bozduğumu.






Kelimeleri de bazen kedimize saklayamıyoruz,,, fikrini söyleme de değil de başkasının fikrini sormak konusunda. Bırakmak güzel(kolay) oluyor.O söz, sonda kalsın, işaretleme-anlama- ama çözünsün içinde (Aeon?!?).  Kardeşim bu yüzden harika bir insan, hala kendini çağrışımlara verebiliyor, anlamlarını bilmeden sesleri yanlışcana kullanıyor, tümden bir karmaşayı, absürt nesnelliği (öznelliği) ortaya koyuyor.  Böyle yapınca ise ben kendime kızıyorum, susmak istiyorum. Neden? Zaten yeterince saçmalamıyor muyum? Ben bir "Cüce'yim" desem mesela, çok anlamsız... Güzel olmaz mı? Zamanda yolculuk yapmak da ayrı ama zamana dahil olmak onu bedenle ama diferansiyelleyerek sorgulamak daha bereketli.
Nasıl inkar edeyim bunu? 


Bunun yanlış olduğunu söylese biri ona nasıl hak vereyim? Biri haklısın dese de huzursuz olurum mesela; mantık değil mi? Hep böyle yaptım ben,,, bir şekilde hep zorladım, oynadım. Sorgulamak mı, yani öyle mi yaptım bilmiyorum. Daha farklı nasıl yolculuk yapabilirim. Sürekli seyahat etmek... Yok olmanın mantığından bile uzağım, bir dengesiz dalga ileri doğru gidip gelir, beklerim. Bazen de her şey kimisinin ve şeylerin sıkıcı olması ile ilgilidir. 


Bazen el yazım iyi ki de çirkin diyorum, tüm onları kıvıra kıvıra kaymak kağıtta huzur veriyor.

Sınavlar,,,
Biraz uyku hiç var olmadı sanki, yüzsüz olmalı.
Gerekli miyim? 


Callieach Bheur



23 Mart 2012 Cuma

Ha-Ha-Ha ?





Schiff bazlarına çok az çalışıp , raporunu yarım bırakan ve erken kalkması gerektiği halde yatmayan,,, Ey Ben!!
Ne yapıyorsun kuzum?










Bugün elimde dondurmamla İstiklal'de sallana sallana Goethe'ye yürüdüm yine. Bir oburluk hali koydu gidiyor ki sormayın. Hava biraz daha soğuk olsa iyi aslında ama şimdilik böyle idare ediyoruz.








Bugün bir de Organik Kimya dersi feci harika geçti. Uzun zamandır böylesine kaptırmamıştım kendimi, Karbonhidratlarla oynamak şükelalar şükelası bir eğlence heke bir steryoizomerler işin işine girince ders tam şenlik havasını aldı. Yine de yarın sabahın köründe labarotuvar var. Vicdansızlıktır bu, 8.30 dersinden lab. mı olur? Nasıl akıl, nerede mantık? Pis işler bunlar anaaaam, yemiyor öğrencinin ruh hali, olduramıyoruz. 









Biraz uyku şimdi, iyi gelir, kuğular çeksin bizi rüyalara.

Callieach Bheur selam eder,

Beni özleyin anacım, bol bol yazın

22 Mart 2012 Perşembe

21-22





Bir dönem bitiverince onu daha iyi fark ediyorum, maalesef çenemin düşük olması böyle şeyleri kötü etkiliyor ve farkındalığımı artıramıyorum. Ekinoks geçti , Nevruz bitti ve sıcaklar yaklaşıyor ve inkar edemem farklı bir enerji hissedilir kıldı kendini ama ben soğuk severim. İşte bu sebeple, hep bu güzel zamanlarda Kışı nasıl da istediğim gibi yaşayamadığımı düşünürüm ama tek kelime etmem. Güzellikler hakkında konuşmaya devam ediyorum ve yalan oluyorlar, aklımda görüntüleri değil kendi sözlerim kalıyor ve işler kırılıyor. Her zaman değil elbet ama az rastlanır bir hal de değil, bu yorgunluğum bundan kaynaklı, yalancılar kalıyor geriye ve ben hayatı boşlar oluyorum.





20 Mart 2012 Salı

Saçma Aslında









Harbiden saçma, bakın şimdi yarın sabah 10.30 Inorganic Chemistry II adlı dersimin vizesi var, çalıştım da ama şu an uyuyacağıma oturmuş yazıyorum. Hani önemli bir mevzu da yok, sadece Doctor Blue Balloon yeni tasarım yaptı ya, ne harika olmuş onu yazacaktım o kadar.


Bu arada bugün hava çok harikaydı Maslak'ta  , boş vakit olsaydı uyurdum çimlerde vallahi. Kısmet ne de olsa daha vakit bol.

Eeee, hadi iyi geceler, isteyenler dua etsin benim için; cidden :)

Beni özleyin anacım, bir de bol bol yazın,,,










18 Mart 2012 Pazar









Sınavlar var, raporlar var;

İçimde böyle amaçsızca yazma isteği var bir de seyahat isteği var.

Nereye gideceğim? Bilmiyorum , bekliyorum ama olacak olan olmuyor gibi ,,,
Göreceğiz

Cadı hala buralarda, biraz kafası karıştı o kadar.


Takipçiler =)

Gelenler Gidenler