16 Şubat 2012 Perşembe

Durdurulamaz Aptallıktır



Dil öğrenmek bazen seyahate çıkmakla bile kıyaslanamayacak bir heyecandır ki zaten çoğunlukla ikisi besler birbirini. Çocukken Barış Manço'nun programını izlemek beni çok mutlu ederdi bu yüzden. Fırsat olsa sürekli yeni bir dil öğrensem. Şu ara Almanca ile uğraşıyorum ama gönül isterdi sürekli yenileri gelse, Arapça, İbranice, Fransızca...

Öyleyken böyle,

Diyeceğim asıl şu ki eğitim ayrı bir mevzu apaçık.

İTÜ'de %100 İngilizce eğitime geçilmesi çok net bir şekilde uzun zamandır yapılmış en büyük hatadır.

Şimdi seviyorsan, yereceksin de duramam konuşmadan.


Beni özleyin anacım, bol bol yazın
Callieach Bheur










1 Şubat 2012 Çarşamba

Bir kez daha bir kez daha

Bir kere daha sevgili İTÜ ve pek önemli ders seçimi haftası ile karşılaşmış bulunuyorum. Canım Ziyaretçiler, sanki okul TRT oldu da yılda üç defa Eurovision'a katılıyoruz. Sürekli ama sürekli bir şeyler değişiyor, mübarek oylama sistemini değiştiriyorlar sanki. Yok birinci sınıflar en son alsın yok önce alsın... Yakında Rektörlükten talepte bulunucağım İTÜ Radyosu'na Bülent Özveren'i getirelim bize bir hafta boyunca hangi dersin kontenjanı n'oldu(?), yeni Fizik dersi açıldı mı(?), arkadaşlarına ders satan veya ders tutan öğrenciler var mı [Evet, oylar yine komşuya gidiyor!] (!), neden sanat dersleri bu kadar hızlı doluyor(?) vs. gibisinden soruları yanıtlasın, yorumlasın. Cidden böyle bir ruh haline bürünüverdim.


İşin başka bir tarafıda lisans denilen sürecin son dörtlüğüne yaklaşıyoruz sanki,,, pek hoş hisler uyandırmıyor bazen insanın içinde.

Bir üçüncü sınıf olarak ben de yarın baan atanan saatlerde derslerimi almaya çalışacğım ama alabilecek miyim? İşte merak ettiğim ve benimle birlikte kıvranan(MÜBALAĞA) dostlarımın merak ettiği soru bu.

Ne diyeyim başka,

"Tuhaf Bir Kadın" gibi bizim
sistem.

Beni özleyin anacım, bir de içinizden gelir ise dua edin =)

Bol bol yazın
Callieach Bheur

Takipçiler =)

Gelenler Gidenler